Sanat, Açlık ve Yalnızlık: Van Gogh’un Hikayesi

 

Dünyanın en çok tanınan ressamlarından biriydi, ancak hayatı boyunca sadece bir adet resmini satabildi. Bugün müzelerde gördüğümüz resimlerinin ardında boyadan fazlası var. Vincent Van Gogh sadece fırça darbeleriyle değil acı hayatıyla da iz bırakan bir figür.

30 Mart 1853 de Hollanda’da dünyaya geldi. Çocukken ciddi, sessiz ve saygılıydı ayrıca resim çizmeye de meraklıydı. 16 yaşında okulu bırakıp bir sanat galerisinde işe girdi ama ticari yönü ağır basınca işini bıraktı ve dine yöneldi. Papazlık sınavını geçemedi. Ani bir karar ile 27 yaşında ressam olmaya karar verdi. Özel dersler aldı, kendi kendini eğitti ve bir sanatçı oldu.

Fransa’ya taşındı ve en üretken dönemini burada geçirdi. Ruh sağlığını da burada yitirmeye başladı. Hayranlık duyduğu ressam Gauguin ile ‘’Sanatçı Evi’’ kurmak ve beraber resim çizmek istedi ama ikilinin kavga etmesiyle bu hayali son buldu. Olaydan sonra çöküş yaşadı ve kulak memesini kesti. Resimleri artık daha netti çünkü fiziksel acısını tuvallerine yansıtmaya başladı.

Kulağını kestikten sonra kendi isteğiyle akıl hastanesine yatırıldı, meşhur tablosu Yıldızlı Gece’yi burada,1889 yılında, tuvale döktü.

Tabloda renkler dönüyor ve yıldızlar akıyor çünkü bu bir gökyüzü değil, Van Gogh’un zihniydi. Şehir ise sakin ve uzakta resmedilmişti, Van Gogh’un asla ulaşamayacağı sakin hayatı temsil ediyordu.

Van Gogh hayatı boyunca sadece bir tablosunu satabildi. Arles'in güneşli bağlarında çalışan işçileri, gün batımının kızıllığı altında resmeden eseri Kırmızı Bağ’ı 1890 yılında sattı. Bu eser Van Gogh’un doğayla kurduğu yoğun bağı ve insan emeğine duyduğu derin saygıyı yansıtıyordu.

Parası olmadığı için tuvallerini tekrar tekrar kullandığını günümüzün X-ray teknolojileri sayesinde görebiliyoruz. Gelişmiş görüntüleme teknikleri sayesinde sanat tarihçileri boyaların ardına saklanan gizli resimleri ortaya çıkarıyor. Bu teknoloji sayesinde Van Gogh dahil birçok sanatçının gizli resimlerine ulaştık. Ama aslında bu sadece teknik bir gelişme değil, Van Gogh’ un hayatını daha iyi anlayabilmemiz için açılan bir pencere. O sadece resimlerinin üstüne yeni boyalar sürmedi, aynı zamanda duygularını bu şekilde bastırdı.

Yoksulluk, yalnızlık ve anlaşılmamak onu derinden sarstı. 1890 yılında, 37 yaşında iken, kendi hayatına son verdi. Ölümünden sonra acı hayatı ile dikkat çekmişti şimdi ise hayatı ve sanatı filmlere, kitaplara, sergilere ilham veriyor. Kısaca, Vincent Van Gogh sanat dünyasına duyguyu, acıyı ve renkleri getiren öncü ressamlardan biridir.

Kaynakça

The Editors of Encyclopaedia Britannica. (n.d.). Vincent van Gogh. In Encyclopaedia Britannica. https://www.britannica.com/biography/Vincent-van-Gogh

Van Gogh Museum. (n.d.). Vincent van Gogh. https://www.vangoghmuseum.nl/en/art-and-stories/art/vincent-van-gogh

Alfeld, M., Janssens, K., Dik, J., De Nolf, W., & Van der Snickt, G. (2020). Visualising the 3D distribution of metal soaps in paintings using micro-CT [Abstract]. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0969806X20314298



Yorum Gönder

0 Yorumlar